-
1 ikide bir
immer wiederbu köşeye \ikide bir dizimi çarpıyorum an dieser Ecke renne ich mir immer wieder das Knie an -
2 iki
I s2) \ikide bir immer wiedermotor \ikide bir duruyor [o istop ediyor] der Motor setzt immer wieder ausII adj zwei -
3 iki
iki ahbap çavuşlar scherzh zwei unzertrennliche Freunde m/pl;iki arada kalmak sich zwischen zwei Stühle gesetzt haben;iki ayağını bir pabuca sokmak fig jemandem das Messer an die Kehle setzen;iki çift laf ein paar Worte;iki kat doppelt; verdoppelt;iki misli doppelt (so viel);iki misli artmak verdoppeln;iki misli fazla mehr als das Doppelte;iki nokta Doppelpunkt m;-i iki paralık etmek mit Schmutz bewerfen (A);iki satır laf etmek ein paar Worte miteinander wechseln;iki ucunu bir araya getirememek (wirtschaftlich) nicht zurechtkommen können;ikide bir(de) jede(r) zweite; häufig;ikimiz wir beide;ikisi bir kapıya çıkmak auf dasselbe hinauslaufen;ikiye bölmek in zwei Teile teilen -
4 çarpmak
I vi1) stoßen (-e/-e an/gegen), prallen (-e/-e an/gegen/auf)birbirine \çarpmak aneinanderstoßen, aufeinanderstoßen [o -prallen]bu köşeye ikide bir dizimi çarpıyorum an dieser Ecke renne ich mir immer wieder das Knie andolaba \çarpmak sich am Schrank stoßengeçerken bana çarptı beim Vorbeigehen stieß er mich an; ( bilerek) beim Vorbeigehen rempelte er mich an2) aufprallen (-e auf)başka bir arabaya \çarpmak auf einen anderen Wagen aufprallen3) göze \çarpmak ins Auge fallen, auffallenbir şey göze çarpıyor etw fällt auf4) ( vurmak) schlagenbaşıyla masanın kenarına \çarpmak mit dem Kopf gegen die Tischkante schlagenelektrik \çarpmak einen Schlag bekommenkalbi çarpıyor sein Herz schlägtII vt1) math malnehmen (-le mit), multiplizieren (-le mit)ikiyi iki ile \çarpmak Zwei mit Zwei multiplizierenbirinin parasını \çarpmak jdn um sein Geld prellen3) ( yırtıcı kuş) schlagen -
5 çığ
-
6 -de
-de (-da, -te, -ta) Lokativsuffix in D, auf D, an D, bei;nerede? wo?;Türkiye’de in der Türkei;denizde auf dem Meer;gökte am Himmel;sağ tarafta auf der rechten Seite;yemekte beim Essen;(saat) kaçta? um wieviel Uhr? (saat) ikide um zwei (Uhr);-de bş var/olmak haben A;bende bir şehir planı var ich habe einen Stadtplan;-de bş yok/olmamak haben A;bende para yok ich habe kein Geld;vardığında als er ankam, bei seinem Eintreffen
См. также в других словарях:
ikide bir — zf. Sürekli, ikide birde Ellerindeki mendilleri ikide bir yüzlerine götürmelerinden ağladıkları anlaşılıyordu. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
ikide bir — ara sıra, sık sık tekrar … Beypazari ağzindan sözcükler
ikide birde — zf. İkide bir İkide birde barutla infilak akisleri geliyordu. Y. K. Beyatlı … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız … Çağatay Osmanlı Sözlük
eli yatmak — (bir işe) eli alışmak Daha çatal ve bıçağı tutmasına eli yatmamıştı, ikide bir düşürürdü. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
iki — is. 1) Birden sonra gelen sayının adı 2) Bu sayıyı gösteren 2, II rakamlarının adı 3) sf. Birden bir artık Bir sokak başında kavga eden iki çocuğu ayırdı. H. Taner Birleşik Sözler iki anlamlı iki ayaklı iki başlı iki bir ikibuçukluk … Çağatay Osmanlı Sözlük
Gramática del turco — Contenido 1 Olmak Eylemi (Los verbos Ser y Estar) 2 Contenidos 2.1 Introducción 2.2 Partes de la oración … Wikipedia Español
nakarat — is., müz., Ar. naḳarāt 1) Bir şarkıda her kıtadan sonra tekrarlanan ve bestesi değişmeyen parça, kavuştak Şirket vapurları, bir şarkının nakaratı gibi ikide bir geçerlerdi. A. Ş. Hisar 2) mec. Çok sık tekrarlanan, bundan dolayı bıkkınlık vererek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
şarkı — is., müz., Ar. şarḳī 1) Tonlama değişiklikleriyle çeşitli duygular uyandıran uyumlu, ezgili insan sesleri dizisi 2) Klasik Türk müziğinde aşk üzerine söylenen, nakaratı ve ara nağmesi olan parça Şirket vapurları, bir şarkının nakaratı gibi ikide… … Çağatay Osmanlı Sözlük
teessür — is., esk., Ar. teˀeṣṣur 1) Üzülme, üzüntü Bunun üzerine Naim Efendi ikide bir teessürden boğulan bir sesle söylemeye başladı. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Duygulanım Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller teessür etmek teessür göstermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tekere çomak sokmak — birinin yolunda giden işini aksatan, engelleyen davranışta bulunmak Neden ikide bir tekere çomak sokarlar? Neden kalkınma hamlesine bir tuğla da onlar koymazlar? H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük